Sıra dışı bir ressam: Kehinde Wiley = extraordinary African - American artist

Kehinde Wiley: Napoleon Leading the Army over the Alps

Kehinde Wiley: Shantavia Beale II




1 - Kehinde Wiley'ın 'A New Republic' sergisi

'Sıra dışı, çarpıcı, şaşırtıcı, yaratıcı, cerbezeli, parlak, cazip, ayrıksı' kavramlarının içeriğiyle tam anlamıyla örtüştüğü konusunda tereddüde düşülemeyeceğini sandığım bir müktesebatın müellifi olan bir sanatçının, 'Kehinde Wiley'nin 24 Mayıs 2015'e kadar gezilebilecek olan New York Brooklyn Museum'daki 'A New Republic' başlıklı sergisini, ondan kısaca bahsetmek ve eserlerinden bir buklet paylaşmak adına, vesile olarak kullanmanın doğru olacağını düşündüm. Zira, plastik sanatlarla profesyonelce ilgilenen bir avuç meslek erbabı, koleksiyoner ve meraklının dışında, ülkemizde ne yazık ki çok az tanınan biri Wiley (i).



2 - Kim bu Kehinde Wiley?

Kehinde Wiley (d. 1977, Los Angeles) hiper-realist ya da foto-realist denilebilecek bir gerçekçilikle, fantazmagorik kimi unsurları ve tarzları mezceden bir üslûp içerisinden eser veren Arfika kökenli Amerikalı bir portre ressamıdır. Nijeryalı bir babayla Afrika kökenli bir Amerikalı annenin çocuğu olan Wiley, çocukluğunda, babasının sağladığı destekle okul sonrası sanat sınıfına devam etti; 12 yaşında, sanat eğitimi için, kısa süreliğine Rusya'ya gitti. 20 yaşında seyahat ettiği Nijerya'da köklerini ve Afrika kültürünü araştırdı. Resim alanındaki lisans eğitimini San Francisco Art Institute'de (1999), master derecesini ise Yale University, School of Art'da (2001) tamamlayan Kehinde Wiley, fırsat buldukça gittiği müze ve galerilerde Rönesans ve Neo-Klasik okullardan ustaların eserlerini bıkmadan usanmadan etüt ve kopya etti.

Eserlerini karakterize eden gerçekçi damar, Wiley'nin çalışmalarındaki figüratif unsurların genetik malzemesini ve naturasını oluştururken; gerçeküstü bir dünyanın ve anlayışın yansıması olan ögeler ise, daha ziyade, portrelerinin arka plânındaki (fon) desende / örüntüde kendilerini ele verirler.


3 - Kehinde Wiley'nin sanat anlayışı

Kehinde Wiley'nin portresini ya da boy resmini yaptığı kadınlar ve erkekler, çoğunlukla, ya kitsch duvar kâğıtlarını çağrıştıran örüntülerin (pattern, matris), ya da, bir fotoğraf stüdyosundaki (zaman tünelinden, adeta nostaljik bir atmosferi ima etmek istermiş gibi bize bakan ve kendisini tekrarlayan dekoratif desenler ve tezyini unsurlar tarafından kurulmuş) bir fonun önünde boy gösterirler. Öndeki figüratif unsurlarla onların içerisine gömüldükleri zeminin oluşturduğu bu kontras (dikotomik diyaloji) eksenli görsel kozmosun neden olduğu 'grafik / ontik / estetik gerilim'; fondaki 'çoklu tekrarlı naif / sürrealist tezyini unsurlar'ın, figüratif yapıların hiper-realist karakterini adeta refüze etmek istercesine, onların (en ücra dokularına ve en köşe bucak kılcallarına değin) bünyelerinin derinliklerine nüfuz ettikleri izlenimini / algısını oluşturmaya çalışır gibidir. Bu durum, izleyenin muhayyele ve mutasavveresinde, ister istemez, yabancılaştırıcı bir tesir yaratır. Diğer bir deyişle, bahse konu portrelerin ima / iddia / ifşa ettiği realist kozmosu dağıtan bir uzaklaştırıcı uzam / mesafe koyucu bir atmosfer oluşmasına neden olur.

Kehinde Wiley; Gabriel Garcia Marquez gibi (kendilerinin sanata gitmesine gerek olmayan, zira, sanatın doğrudan ayaklarına geldiği), büyük ve orijinal anlatıcıların / yaratıcıların beslendikleri 'Kadim Büyülü Hakikat Pınarları'ndan (Fantastik Realizm
Orijini) beslenen bir artisttir anlayacağınız. 



4 - Retrospektifinin ikonografik analizi

Wiley'in erkek ve kadınları, insanoğlunun gündelik / rutin / sıradan duruşları içerisinde resmedilebildikleri gibi, yanı sıra onlar; dinlerin (özellikle de Hristiyanlık ve Rastafaryanizmin), mitolojilerin ve tarihsel çağların kahramanlık ya da tragedya vak'alarının / sahnelerinin belleğimize kazınmış olan o unutulmaz / immortal karakterli ikonografik kompozisyonlarının (arketipik imajların) imitasyonları içerisinden (merceğinden) de bakabilirler bize.

Sanatçının sürekli olarak Afrika kökenli Amerikalıları resmetmesi; üstelik bunu yaparken de, figürlerinin izleyicisine, çoğunlukla vakar sınırlarını aşan bir gururla (ve hatta yer yer kibirle) ve tepeden bakıyor oluşu, Wiley'in dünyaya / varoluşa / kozmosa; bir kutbunu 'Beyaz Adam, şuna inanmalısın ki; Afrikalı Amerikalılar da en az senin kadar zeki, yakışıklı, akıllı, yetenekli, iradeli, vicdanlı, yapıcı ve yaratıcıdır' diyen pasifist ve hümanist bir anlayışın; diğer kutbunu ise 'Dinle Eeeyyyy beyaz adam; insanlığın ana rahmi Afrika, ataları ise Kara Derililer'dir; beyazlar ise düpedüz üretim hatası asalaklardır. beyaz'ın kötücül ve şeytani, Siyah'ın ise güzel ve ilahi olduğunu kabul etmek zorundasın!'ın oluşturduğu; yanı sıra da, bu extrem ifadeler arasına konumlamış olup kâh bir kutba ve kâh diğer kutba anlamca yakın olan sonsuz sayıda elemana haiz olan bir setten  / kümeden; bir diğer deyişle 'çoklu değerli bir enterval'den (değerler skalasından) bakıyor oluşuna yorulabilir mi acaba? Öyle ya da böyle; çoklu okumalar temelinde yapılacak sağlıklı / objektif bir ikonografik deşifrasyon ile, Kehinde Wiley retrospektifi, onun 'hayatın beyaz olgularına / dokularına / görüngülerine rövanşist bir zaviyeden / pencereden bakıyor oluşu'yla ne denli irtibatlandırılabilir, ne kadar üst üste çakıştırılabilir, doğrusu bu enine boyuna tartışılmaya muhtaç olan kritik bir husustur. 

Yukarıda dillendirilen problem alanına dair asgari manada da olsa, bir mutabakat sağlamak adına yola çıkıldığında, bunda muvaffak olunamamasının ve bahis konusu retrospektifin kaç okuyucusu / izleyicisi / muhatabı / gözleyicisi varsa, işte tam da o kadar farklı yorum / yaklaşım / kritik serdedilmesi ihtimalinin tezahürünün yüksek olasılık olduğunu düşünüyorum.


Öte yandan, gerek kahir ekseriyeti oluşturan ortalama güzel sanatlar tutkunları için, gerekse de sayıları ancak 'bir avuç mesabeside' olan hadiseye profesyonel saiklerle yaklaşanlar bakımından: ''a - mezkûr müktesebatın çok net bir 'gençlik fetişizmi' içerdiği; b - sadece güncel konseptlerdeki figürasyonun değil, yanı sıra tarihi / dini / mitolojik göndermeler içeren kompozisyonlardaki figürlerin giyimlerinin, aksesuarlarının, makyajlarının, saç modellerinin de hip-hop ya da rastafaryan tarzında oluşunun zeki / sevimli / sıcak / samimi / meydan okuyan bir zıtlık / gerilim oluşturduğu; c - resimlerin azınlıkta kalan bazılarının temel izleklerinin, ezici çoğunluğu oluşturan diğerlerinin ise kimi alt metinlerinin anti-homofobik ve eşcinsel esinti ve temalar içerdiği; d-klasik resim ve heykelin 'çağdaş sanatlar' denen ne idüğü belirsiz bir antiteler yumağı tarafından adeta değersizleştirilmeye çalışıldığı, soyut sanatın figüratif sanatı bienallerden, galerilerden, müzelerden, koleksiyonlardan sürüp attığı (kamusal alandan ve kolektif şuurdan kovaladığı) aktüel uğrakta / tarihsel momentte (post-postmodernist çağda, meta-modernist fazda), Kehinde Wiley'in insan merkezli 'neo-hümanist' sanatına muhatap olanların kendisini iyi hissedebileceği'' gibi hususlarda bir mutabakat sağlanmasının çok daha kolay olacağına inanıyorum.



Retrospektifinin ikonografik analizini yaparken fark ettiğim bir hususu, metnin ana mecrasından ayrılıp, kısa bir süreliğine tali bir yolda ilerleyerek, bir diğer deyişle 'entre parentheses' paylaşacağım: Kehinde Wiley'ın müktesebatı bende, İsmail Acar'ın sanatsal yaratım kozmosuna muhatap olduğumda hissettiklerimi andıran bir ruh kipini ve fikri atmosferi oluşturmakta. Buna vurgu yapmadan bu metni bitirmenin, onu nâ-tamam kılacağını düşündüğümden paylaştım bu ayrıntıyı.

Onun yaratıcı dünyasına girildiğinde / muhatap olunduğunda, (özellikle de benim gibi insan merkezli / figüratif ve realist plastik sanatlar meftunları için) bu metnin başlığı olan 'Sıra dışı bir ressam: Kehinde Wiley= extraordinary African - American artist' ifadesinin hiç bir abartı taşımadığı, bilâkis, mezkûr iddianın hakikatle tam manasıyla mutabık bir niteleme olduğu müşterek paydasında birleşileceğini düşünüyorum.

Son yıllarda, özellikle de 2006'dan bu yana, sadece ABD'de değil, küresel ölçekte ses getiren çok sayıda sergiye imza atan, eserleri global manada önemli olduğu şüphe götürmez özel koleksiyonlarla müzeler tarafından adeta kapış kapış (hem de oldukça yüksek bedellerle) satın alınan sanatçının 'A New Republic' isimli son sergisini, yolu New York'a düşenler kaçırmasınlar derim. Unutmayın, sergi mekânı Brooklyn Museum; kapanış tarihi ise 24 Mayıs (ii).
dipnotlar:
(i): Dürüst olmak gerekirse, ben de, Oray Eğin'in Sözcü Gazetesi'nin 5 Nisan 2015 tarihli Pazar ekindeki 'Brooklyn Günlüğü' başlıklı 'Hıncal Uluçvari / çok parçalı / çoklu temalı mega köşesi'ni okuyana değin haberdar değildim Kehinde Wiley'den. Eğin'e bu vesileyle bir teşekkür borcum olduğunu düşünüyorum. Okunulmakta olan bu satır üzerinden de mezkûr borcumu eda ediyorum. 
Oray Eğin'in bahse konu yazısı için bknz. 
http://hayat.sozcu.com.tr/kim-hakli-acun-mu-ciner-mi-44379/
(ii): Kehinde Wiley ve son sergisi hakkında ayrıntılı bilgi için bknz.
https://www.brooklynmuseum.org/exhibitions/kehinde_wiley_new_republic/#
http://en.wikipedia.org/wiki/Kehinde_Wiley

Sanatçının retrospektifinden bir buklet:












Kehinde Wiley: Saint Remi

Kehinde Wiley: The Sisters Zénaïde and Charlotte BonaparteKehinde Wiley: Willem van Heythuysen




Kehinde Wiley: The Two SistersKehinde Wiley: Conspicuous Fraud Series #1 (Eminence)



Kehinde Wiley: Houdon Paul-Louis

Kehinde Wiley: Two Heroic Sisters of the Grassland













































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder