7 Aralık 2014, Pazar günü Defterdar Abdullah Ağa Yalısı'ndaki Çengelköy Müzayedesine davetlisiniz




0 - Medhal:

Çengelköy Müzayede, bugün (7 Aralık 2014, Pazar) 14.30 - 17.30 saatleri arasında, Çengelköy'deki tarihi Defterdar Abdullah Ağa Yalısı'nda (Çengelköy Sütiş) yapılacak olan 'kitap, obje, efemera, plâk müzayedesi ve kültür muhabbeti'ne bütün okuma, araştırma, arşiv ve koleksiyon yapma, musiki dinleme, film izleme, müze-sanat galerisi-tarihi mahaller-ören yerleri gezme meraklısı olan dostlara tavsiye eder muhterem kârim. 

Şimdi gelin birlikte, mezkûr (1) 'Çengelköy Müzayedesi' ne menem bir şeymiş, bunu mercek altına almaya çalışalım.

1 - İstanbul kitap müzayedeleriyle daha bir güzel sanki

Birkaç yıldan beri İstanbul'un Galatasaray, Tophane, Balat, Kadıköy, Üsküdar, Fatih, Unkapanı, Koca Mustafa Paşa gibi birçok semtinde, haftanın belirli günlerinde periyodik olarak yapılan müzayedeler peydah oldu. Bu durumun hem İstanbul'umuzun ve hem de ülkemizin kültür ve sanat atmosferine çok olumlu katkılar sağladığını söylemek mümkündür. 

'Peki, bu müzayedelerde neler el değiştirmekte?' diye sorulduğunda, buna kısaca 'kitap dergi, gravür, harita, minyatür, hat, ebru, efemera, pul, kartpostal, fotoğraf, vesika, çeşitli objeler' diye cevap vermek mümkündür. Bahis konusu etkinlikler aslında sadece müzayede değil, aynı zamanda da mübadele kavramıyla tarif edilmeyi hak eden bir mahiyet taşımaktalar. Yâni, müzayededen bir şeyler almak için gelen dostlarımız, aynı zamanda kendilerine ait çeşitli eserleri de müzayede sürecine dahil edebiliyorlar. Böylelikle, hem elinizde olan ihtiyaç fazlası eserleri değerlendiriyor, hem de, ilgi alanlarınıza giren yeni eserlere sahip olmak şansına erişebiliyorsunuz.

2 - Semt Müzayedelerinin farkı nedir?

Önceden kataloğu yayınlanmayan ve 5 yıldızlı otellerin salonları gibi iddialı mekân ve atmosferlerde gerçekleştirilmeyen bu mütevazi semt müzayedelerinin katılımcılarını cezbeden en önemli özelliği, müzayede/mübadele süreci sırasında oluşan fiyatların piyasa fiyatlarına göre son derece de mütevazi oluşlarıdır. Zirâ, söz konusu etkinliklerde müzayede edilen eserlerin çok önemli bir kısmı 'teklif' dediğimiz yöntemle satışa sunulmaktadır. 'Teklif yöntemi', müzayedeye konu eser için söz konusu olan 'pey verme eşiği'nin '1 (BİR!) lira'dan başlamasıdır. İşte bu yüzdendir ki, dillendirmeye çalıştığım mezkûr semt müzayedelerinde/mübadelelerinde eserler, diğer regüler müzayedeler, internet portalları, antikacılar ve sahhaflarda söz konusu olan fiyatlara göre inanılmaz derecede hesaplı ederlerle el değiştirmektedirler.

Üstelik, söz konusu müzayedelerin bazıları sadece ticaret boyutundan, arz-talep ve alım-satım gibi iktisadi rasyonalitelerden ibaret olmayan bir kültürel atmosfer ve entelektüel derinlik de taşımaktadırlar. Meselâ, bu satırların yazarının iki moderatöründen / münadisinden biri olduğu ve her Cumartesi Galatasaray'daki Aslı Han Sahaflar Çarşısı'nda, Gezegen Sahaf salonunda yapılan kitap müzayedesi, aynı zamanda da bir kültür ve medeniyet muhabbeti ve kitabiyat sohbeti şeklinde cereyan etmektedir. Konuya dair bilgi için bknz. http://ziyaversencan.blogspot.com.tr/2014/12/sinemac-alican-sekmec-cumartesi.html

3 - Yeni bir adres: Çengelköy Müzayedesi

İlkini 23 Kasım 2014, Pazar günü gerçekleştirdiğimiz, ikincisini ise 7 Aralık 2014 , Pazar günü hayata geçireceğimiz Çengelköy Müzayedesi, yukarıda zikrettiğim İstanbul semt müzayedelerine en son halkasıdır. Yazımın devamı, tarihi Defterdar Abdullah Ağa Yalısı'nda yapmakta olduğumuz mezkûr etkinlikle doğrudan ilgili olacağından, ilerleyen satırların, olayın gerçekleştiği yerin ambiyansını ve atmosferini yansıtan bir stille yazılmasının anlamlı olacağını düşünüyorum. Bir diğer deyişle, aşağıdaki satırlar, İstanbul Boğazı'nın eski ve önemli mekânlarından birisinin tarihi mirasına, kültürel dokusuna ve manevi emanetlerine bir ihtiram duruşu olarak kaleme alınmışlardır.

4 - Boğaz, müzayede ve medeniyet muhabbeti güzel bir üçlü oluşturdu

Muhterem kitapperestler, bibliyomanlar, araştırmacılar, musikişinaslar, koleksiyonerler, yazarlar, çizerler, prodüktörler, senaristlar, akademisyenler ve de 'okumadan, araştırmadan, paylaşmadan ve hele de muhabbetsiz ve sohbetsiz yapamam' diyenler; 7 Aralık 2014, Pazar günü Defterdar Abdullah Ağa Yalısına davetlisiniz efendim.


Zirâ, söz konusu tarihte, 7 Aralık 2014, Pazar günü, Çengelköy nam muhitte, İstanbul Boğazı'nın o şirin ve fekat bir o kadar da çırpıntılı dalgalarının duvarlarını ve temelini tatlı tatlı ve ahenkle ve mütemadi bir tarzda dövdüğü tarihi 'Defterdar Abdullah Ağa Yalısı'nda yapılacak olan ve bu satırların hakir ve ama vakur muharrir ve müellifinin de hasb-el kader moderatörlüğünü ve münadiliğini deruhte edeceği müzayede, medeniyet muhabbeti ve kültür ve kitabiyat sohbetinin ikincisine çok az vakit kaldı muhterem kârim. 

Bilvesile, etkinliği organize eden Osman Nuri Boyacı dostuma ve muhterem Yıldız Yeter hanımefendiye, ülkemizin ve kentimizin kültür hayatına katkı yapacağından zerre miskal mertebesinde dahi kuşkumun ve tereddüdümün olmadığı mezkûr faaliyetin neşv-ü neva bulması ve mevcud-u vücut etmesi hususundaki insanüstü gayret ve emeklerinden dolayı, ne kadar teşekkür edilse azdır diye düşünmekteyim naçizane.

Etkinliğin kamuoyuna duyurulması ve bu temelde de sosyal bir hareketlilik ve paylaşım vasatının yaratılması amacına müteveccih olarak oluşturulmuş olan Facebook sayfasının linki şudur a cânım efendim: https://www.facebook.com/profile.php?id=100008438556769

Bu son kısmın başlığında da dillendirdiğim 'Boğaz, müzayede ve medeniyet muhabbeti güzel bir üçlü oldu' argümanına, bahis konusu etkinliğin ilkine 23 Kasım 2014 günü iştirak etmiş olan kitap dostları da katılırlar diye umuyorum doğrusu.

Evet, bendeniz, bundan böyle her iki haftada bir yapacağım üzere, 7 Aralık 2014, Pazar günü de, Çengelköy nam muhitteki tarihi 'Defterdar Abdullah Ağa Yalısı'nda kitap, plâk, efemera, obje müzayedesinin münadiliğini ve mıderatörlüğünü yapacağım efendim.

'Okumadan, araştırmadan, biriktirmeden, arşiv yapmadan, musiki dinlemeden ve ama illa da muhabbetsiz ve sohbetsiz yapamam!' diyen bütün dostlar davetlimizdir efendim.


(1): 6 Aralık 2014 Cumartesi gecesinde, Habertürktv'de 'Tarihin Arka Odası' programı var idi. Zikredilen yapım, izleyenlerin malûmları olduğu üzere, adeti (fıtratının bir parçası) gereği, saatlerin (Türkiye saatine göre) 23.00'e bir miktar mütecaviz olduğu bir esnada başlamıştı ve şu satırların hakir yazıcısının sabaha karşı 02.30 gibi pes ederek izlemeye son verdiği bir esnada da halâ yayınına devam ediyor idi efendim. Okullarda Osmanlıca derslerinin okutulacak olmasının ana yemek olduğu mezkûr programın akışı sırasında, kadronun devamlı unsurlarından olan Profesör Erhan Afyoncu'nun (mealen); 'bu karar, başka hiçbir şeye yol açmasa bile, sadece çocuklarımızın kelime hazinesinin genişlemesine yapacağı olumlu katkı yüzünden bile, hayırlara vesile olacaktır. Meselâ, bu sayede, Osmanlıca dersi alanlar, çok fonksiyonel olan 'mezkûr' kavramı gibi birçok kelimeyi gündelik hayatlarında kullanmaya başlayacaktır' demesi, ne yalan söyleyeyim, 'mezkûr' kavrama tutku derekesinde afinite hisseden bendenizin, derin bir sevinç patlamasına gark olmasına vesile olmuştur efendim. 'Bahsedilen, bahse konu, söz konusu olan, söz konusu edilen, dile getirilen, dillendirilen, vurgu yapılan, işaret edilen, konuşulan' gibi birbirine çok yakın kelime ve ifadelerin ikamesi olan 'mezkûr' kavramını kullanalım, kullandırtalım olmaz mı a benim canım efendim, muhterem kârim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder