İnternette nickname olarak kullanılan tarihi şahıs isimleri, ait oldukları hakikati karartıyor, gerçekleri örtüyor!

1 - Bir internet raconu olarak nickname kullanmak

Kullanıcıların, internetteki forumlarda; başta Ekşi Sözlük olmak üzere, sözlüklerde, sayısı her geçen gün artan bloglarda, haber sitelerinin de arasında olduğu sayısız dijital adreste yaptıkları yorum ve katkılarda, yaşayan ya da ölmüş tarihi şahsiyetlere ait olan isimleri nickname (takma isim, mahlâs) olarak kullanmalarının yarattığı karmaşa ve bilgi kirliliğinin boyutları her geçen gün daha da artmaktadır.

Epeydir üzerinde düşündüğüm bir husustu bu problematik. Dün, Ekşi'de sörf yaparken okuduğum metin (https://eksisozluk.com/entry/46195940), konuya dair ani bir bilinç sıçramasını, ve, kış uykusundan yeni uyanmış bir canlının aylar sonra gördüğü ilk dış dünya manzarasının, onun retinasında ve görme merkezinde oluşturacağı o berrak ve duru gerçeklik duygusunun benzerini yaşattı bana.

Sırtı mağara ağzına dönük olarak yaşamaya, ve, duvarda oynaşan dış dünyaya ait gölgeler üzerinden varoluşu okuyup anlamlandırmaya mahkûm edilmiş Platon'un bahtsız zincirli kölelerindenken; aniden zincirlerini kırarak mağara dışına çıkmaya, ve, gölgelerini değil, varoluşun bizzatihi kendisini algılamayı göze almış, cesaretin doruklarında gezen o kahraman antik çağ figürüne dönüşmüştüm adeta! Bu durumun bilincimde ayan beyan kristalize olmasının yol açtığı benzersiz aydınlanmışlığımın verdiği cesaret, hız ve gazla yazdım bu metni.

2 - Tarihi isimlerin nickname seçilmesi kollektif hafızayı tahrip ediyor!

Evet, durum açıktı, netti ve özetle şöyleydi:

Fidel Castro, ya da bir başka tarihi şahsiyeti nickname olarak seçmiş popüler bir 'net citizen (internet yurttaşı)' iseniz; mahlâs olarak kullandığınız isim aratıldığında, onun gerçek hayattaki karşılığı, tarihsel izdüşümü değil de, ne yazık ki, sizin bilgilerinizin çıkması olasılığı hiç de küçük değildir. Tarihsel ve maddi gerçekliklerle böyle hoyratça oynanması, ve, onların sorumsuzca distorsiyona uğratılmasının yaratacağı bilgi kirliliğinin, insanlığın müşterek hafızası üzerinde tahrip edici tesirler yaratması kaçınılmazdır.

İnternetin; 'gerçek'in yerine 'yalan'ın, sahicinin yerine sahtenin, 'gerçeklik'in yerine 'sanki'nin/'sözde'nin, aslının yerine taklidin/'çakma'nın, hakikinin yerine simülakra'nın konması şeklinde tezahür eden bahse konu bu hoyrat ve sorumsuz kullanımının neden olduğu verili manzaranın; yaşadığımız bu tarihsel momentte, idrak ettiğimiz bu aktüel uğrakta, dünyanın (varoluş, veya, evren şeklinde de okunabilir) artık (garip, ya da, çok garip'in bile tanımlamakta aciz kaldığı) çok farklı 'BİR ŞEY'e dönüştüğüne işaret/delâlet ettiğine inananlardanım.

3 - Bu tür mistik ve gizemli şeyler umumiyetle Kuzey Afrika'da olur zaten!

Birkaç yıl önce, Berberistan'da, (Robert Kymmer Howard'ın külliyatının kayıp bir cildinde okuduğum bir metni üzerinden yola çıkarak bulduğum), ve gizli bir vahada yaşayan kör bir tuareg dervişinin gösterdiği, ve, finalinden de çok küçük bir kuple çeviri yaptığı 5,000 yıllık bir parşömenden öğrenmiştim o kadim kehaneti (1). Bu yazıyı ilgilendirdiği kadarını, mealen aktarıyorum:

'gün gelecek insanoğlu öyle sapıtacak, öyle şirazesinden çıkacak ki, varoluşun cümle ayarları bozulacak, ve, kâinat, bambaşka ve olağanüstü farklı 'bir şey'e dönüşecek. o zamanda ve o mekânda, gölge gövdenin, suret aslın, lâkırdı kelâm'ın yerini alacak. veyl o 'birşey' zuhur ettiğinde yaşanacaklara, ve veyl o 'birşey' şimdiki dünyanın yerini aldığında yaşayacaklara! vah ki, ne vah onlara!!!'

fidel castro nick'i garip de, ziyaver şencan nick'i ondan farklı mı sanki?!?

ilkine muhatap olduğunda, hiç olmazsa, onun aslını da hatırlayan çıkabiliyor; peki ya ziyaver şencan duyulduğunda ne oluyor?

n'olacak, hiç! zirâ, bu satırların ıslah olmaz, arlanmaz ve bir o kadar da nâ-mes'ul yazarı, kutsal bilgi ummanı interneti öyle bir domine etmiş, ve, yaydığı yalan yanlış bilgilerle öyle bir kirletmiş ki, ziy-vr shen-quan'ı (2) google yaptığınızda, sadece ziyaver şencan nick'ini kullanan şahsa ait sayfalar çıkıyor karşınıza!

siz şimdiye kadar 'vilâyet denizine bitişik cenubi hiboria eyaletinde yaşayan 
zia-vr shen-quan isimli birinden bahsedildiğine rastlayabildiniz mi internette?!?

hiç sanmam! meselâ ben, sürekli google'da olmama karşın, 'zia-vr shen-quan' ile ilgili bir tane bile bilgi kırıntısına tesadüf edemedim. 

20. asrın önemli araştırmacılarından robert james howard churchward'da olmasaydı, ben de haberdar olamayacaktım bu kadim şahsiyetten (3). howard'ın 78 ciltlik külliyatının bazı ciltlerinin kâinattaki bilinen yegane nüshalarının saklı olduğu
gotham city state university library'de (4) araştırma yaptığım dönemde erişmiştim bu bilgilere. ilgili kısımların holo-copy'sini almayı da ihmal etmemiştim.

o eskilerin eskisi tuareg parşömeninde de işaret edildiği üzere, varoluş, ne zaman gerçekleştiğinden emin olmadığım bir aktüel uğrakta, çok garip 'birşey'e dönüştü, ve, bunun sonucu olarak da 'fidel castro' ve 'zia-vr shen-quan'ın hakiki kimlikleri, asılları unutuldu, onların yerlerini ekşi sözlükte yazan simülakra'lar aldı.

diyecek söz bulmakta zorlandığım bir an bu; insanlığın dünyayı anlamlandırma macerası sırasında icat edip, onbinlerce yıldır kullandığı, kadim bir metotla, http://ziyaversencan.blogspot.com.tr/2013/10/argmentum-ad-gastroenterum.html ile yazdığım bu etüdün sonuna geldiğim şu sırada, çareyi ananemin çok sık tekrarladığı o deyişe sığınmakta buluyorum:

'Allah encamımızı hayırlara tebdil eylesin inşallah!
'


dipnotlar:

(1): http://ziyaversencan.blogspot.com.tr/2014/10/the-secred-touaregs-parchements.html


(2): http://ziyaversencan.blogspot.com.tr/2014/10/zia-vr-ahen-quan-kadim-bir-tuareg-kahini.html

(3): http://ziyaversencan.blogspot.com.tr/2014/10/robert-james-howard-chuchward-gotham.html

(4): http://ziyaversencan.blogspot.com.tr/2014/10/gotham-kenti-devlet-universitesi.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder